ABD’de gündem Türkiye. Milletvekilleri dün düzenlenen kritik Temsilciler Meclisi oturumunda Ankara’nın politikalarını görüştü.
Siyonizme yakın milletvekilleri küstah ifadelerle Türkiye ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alırken, bazıları Ankara’nın rolünün önemini vurguladı.
Çarşamba günü ABD Türkiye ilişkileriyle ilgili olarak Temsilciler Meclisi’nde oturum yapıldı.
“Uçurumu Kapatmak: Doğu ile Batı Arasında Türkiye” adlı oturumda ABD’li milletvekilleri ve politika uzmanları, Washington Ankara ilişkilerindeki gerginlikler ve fırsatlar hakkında konuştu.
TÜRKİYE KONULU OTURUMDA TOPLANDILAR
Milletvekilleri ve uzmanlar, Ankara’ya baskı yapmanın veya bazı ortak hedefler hususunda iş birliği içinde çalışmanın faydalarını tartıştı.
Oturumda, bazı milletvekilleri Türkiye ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile yaşadıkları sayısız anlaşmazlık ve endişeyi vurguladı.
Bazı milletvekilleri ise, Türkiye’yle sorunlu ilişkiler olmasına rağmen, Ankara’nın hala kritik bir ABD müttefiki olmaya devam ettiğini savundu. Bu görüşü savunan milletvekilleri, Washington’un olumlu sonuçlar elde etmek için Türkiye’yle çalışmanın yollarını bulması gerektiğini bildirdi.
Bu görüşün tam tersini savunan milletvekilleri, ABD’nin önceliklerine uyması için Ankara’ya baskı yapılmasını istedi ve Türkiye’ye karşı daha agresif bir yaklaşım çağrısında bulundu.
ABD’DE GÜNDEM TÜRKİYE
Oturumda Türkiye’nin İsrail’e yönelik politikası ve Hamas’a desteği, bölgede “yayılmacı neo-Osmanlıcı İslamcı vizyonu” teşvik etmesi, Müslüman Kardeşler’le bağları ve desteği, NATO’ya bazı ülkelerin katılmasını engellemesi, Rusya ile bağları ve ABD’ye meydan okuyarak Rus S-400 füze savunma sistemini satın alması, Rusya’nın yaptırımları delmesini kolaylaştırması, Çin ile giderek artan bağları, Suriye’de ABD destekli PKK/YPG’ye yönelik saldırıları, Yunanistan ve Kıbrıs’a yönelik tutumu ve Azerbaycan’ın Ermenistan’a karşı başlattığı Dağlık Karabağ harekatına verdiği destek gibi konular gündeme getirildi.
Bu meselelerin ABD Türkiye ilişkilerine zarar verdiğini savunan milletvekillerine karşın bazı milletvekilleri, ikili ilişkilerin ABD’ye kritik faydalar sağladığını savunarak, Türkiye’nin NATO’nun güneydoğu kanadını güvence altına almadaki kilit rolüne, Suriye’de daha olumlu bir geleceğe aracılık etme potansiyeline, Ukrayna’ya silah tedarik etmesine ve Karadeniz’de Rus filolarının hareketlerini engelleme çabalarına, arabuluculuk yapma yeteneğine, savunma sanayi üssüne, ABD ile uzun yıllardır devam eden askeri iş birliği geçmişine ve ülke içindeki nadir toprak kaynaklarını işaret etti.
TÜRKİYE’NİN HAMLELERİ ABD’Yİ ENDİŞELENDİRİYOR
Temsilciler Meclisi İç Güvenlik Komitesi’ne başkanlık eden Cumhuriyetçi Partili Milletvekili Mark Green, “Türkiye’nin, NATO’nun güvenlik yetkisini eyleme geçirme konusunda eşsiz bir yeteneğe sahip” olduğunu ancak “Türkiye’nin bunu yapma isteği konusunda endişeleri” olduğunu bildirdi.
Green, “Türkiye mevcut jeopolitik manzarada önemli bir rol oynuyor, ancak son dönemdeki bu eylemler, dediğim gibi, çok endişe verici” diyerek ülkenin “ABD’nin düşmanlarıyla açıkça ilişki içinde olduğunu” iddia etti.
Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Orta Doğu alt komitesinin kıdemli üyesi olan Temsilci Sheila Cherfilus-McCormick, İsrail Türkiye ilişkilerinin 7 Ekim 2023’ten bu yana “dramatik şekilde kötüleştiğini” vurgulayarak, Türkiye’nin Suriye’deki PKK/YPG’ye yönelik hamlelerinden dolayı endişelendiğini aktardı.
SKANDAL İFADELERLE TÜRKİYE’Yİ HEDEF ALDI
Cumhuriyetçi Milletvekili Dina Titus, Yunanistan’ı ABD’nin bölgede öncelik vermesi gereken daha güvenilir ve tutarlı bir müttefik olarak tanıtarak, “Türkiye’nin çok güvenilir bir müttefik gibi görünmediğini” bildirdi.
Cumhuriyetçi Milletvekili Julie Johnson küstah ifadelerle Türkiye için, “Onlardan çok şey bekliyoruz ama onlar çok kötü davranıyorlar, çok kötü bir çocuk gibi davranıyorlar.” dedi.
TÜRKİYE’Yİ EN GÜÇLÜ ŞEKİLDE SAVUNDU
Cumhuriyetçi Milletvekili Joe Wilson, Türkiye’nin ABD ittifak sistemindeki konumunu en güçlü şekilde savunan isim oldu. Wilson, onlarca yıldır dünyanın dört bir yanındaki çatışmalarda ABD ile birlikte savaşan, Sovyetler Birliği’ne direnen ve İran’da olumlu bir rol oynayan Türkiye’nin önemini vurguladı.
Wilson, “İlişkimizde her zaman inişler ve çıkışlar oldu, ancak nihayetinde sahip olduğumuz şeyin karşılıklı faydalar olduğuna inanıyorum. Bence, bu kadar faydalı olan ilişkiyi güçlendirmek için her türlü çaba gösterilmeli.” ifadelerini kullandı.
Wilson, ABD’nin Suriye’de istikrarı kolaylaştırmak için Türkiye ile birlikte çalışması gerektiğini ve Ankara’yı, Beşar Esad’ı deviren grupları desteklediği için övdü.
ALÇAKÇA TÜRKİYE’YE SALDIRDI
Demokrasileri Savunma Vakfı İcra Direktörü Jonathan Schanzer, oturumda Türkiye’ye en çok saldıran kişiydi.
Schanzer, ABD’nin Türkiye’ye karşı harekete geçmemesini bir başarısızlık olarak nitelendirdi ve Türkiye’nin Hamas’la ilişkilerini gönüllü olarak sonlandıracağını ummanın şu aşamada muhtemelen hayalperestlik olacağını söyledi.
BAŞKAN ERDOĞAN’I KÜSTAH İFADELERLE HEDEF ALDI
Schanzer, Başkan Erdoğan’ı “demokrasiye inanmayan, Batılı değerlerden derin bir rahatsızlık duyan ve kendisini açıkça İslamcı olarak tanımlayan, bu ideolojiyi küresel çapta yaymaya kararlı, hegemonya kurmayı hedefleyen bir Müslüman dünyası lideri” ifadeleriyle alçakça hedef aldı.
Schanzer skandal sözlerine şöyle devam etti:
“(Başkan Erdoğan) bölgesel veya küresel hakimiyet peşinde. Suriye onun ilk büyük fethi ve daha fazlasını istiyor.”
TÜRKİYE’NİN AKDENİZ’DEKİ FAALİYETLERİNDEN TEDİRGİN OLDU
Schanzer, “ABD, Yunanistan ve Kıbrıs’a yönelik Türk saldırganlığını artık görmezden gelemez. Amaç NATO içinde en ufak bir istikrarı bile korumaksa bu böyle devam edemez.” sözlerini kullandı.
Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü’nden kıdemli araştırmacı Anna Borschevskaya, oturumda ABD’nin “Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı bağlamında, özellikle de ABD’nin stratejik yatırımlarını Hint-Pasifik’e kaydırmasıyla birlikte, Türkiye’nin yeni pozisyonunu kullanarak ilerleme fırsatına sahip olduğunu” savundu.
ABD’nin, Rusya’nın Doğu Akdeniz, Karadeniz ve Kafkasya’nın güneyindeki emellerini kontrol etmek için Türkiye ile birlikte çalışabileceğini bildirdi.
Borschevskaya, “Olumlu ilerlemeyi teşvik etmenin en iyi yolunun pragmatik yollardan geçtiğini düşünüyorum. Türkiye birçok açıdan sorunlu bir müttefik, ancak onlara ihtiyacımız da var.” sözlerini kullandı.
Borschevskaya, Esad’ın düşüşünün ABD için “inanılmaz bir fırsat” sunduğunu ve Suriye’de daha istikrarlı bir gelecek şekillendirmede “Türkiye’nin yardımcı olabileceğini” bildirdi.
“FIRSATLAR VE ANLAŞMAZLIKLAR AYNI ANDA”
Biden yönetiminde eski savunma bakan yardımcısı ve Yeni Amerikan Güvenliği Merkezi’nde yardımcı kıdemli üye olan Celeste Wallander, “Türkiye, ABD’nin temel küresel güvenlik öncelikleri konusunda güçlü bir müttefiktir. Ancak, Türkiye çoğu zaman ABD politikaları ve öncelikleriyle çatışıyor. Bazı zamanlarda ise ABD ve Türkiye güçlü ortak çıkarlar paylaşıyor, ancak ABD çıkarlarını tehdit eden sorunları çözmeye yönelik farklı yaklaşımlara sahipler.” ifadelerini kullandı.
News
