MHP lideri Devlet Bahçeli’nin DEM sıralarıyla tokalaşmasıyla ilk adımı atılan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tam desteğiyle ilerleyen terörsüz Türkiye süreci için başlayan İmralı görüşmelerinden nihayet sonuç çıktı. Teröristbaşı Öcalan, PKK’ya kendisini lağvetme çağrısı yaptı. ABD yönetimi “sorunlu bölgeye barış getireceğini” ifade etse de “Umuyoruz ki Türk müttefiklerimizi Suriye’nin kuzeydoğusunda ABD’nin DAEŞ ile mücadele ortakları konusunda rahatlatmaya yardımcı olacaktır” sözleriyle açıkça terör örgütü PKK’nın Suriye’deki kolu YPG’yi PKK’dan ayırdı.
Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ ÜLKE TV’de “Amerika yine şeytanlığa başladı ve SDG’yi sanki ayrı bir yapıymış, hiç bunlarla alakası yokmuş gibi bir noktaya getirmeye çalıştı ve çalışıyor.” dedi.
SÜRECİN NASIL İŞLEMESİ BEKLENİYOR
İşte Coşkun Başbuğ’un analizi;
Türkiye’nin terörü bitirmek adına, terörsüz Türkiye başlığıyla gündeme aldığı nokta bana göre iyi de yol alıyor. Sağlıklı da gidiyor. Takılmamak gerektiğini ifade etsem de benim rahatsızlık duyduğum iki başlık var.
Bir: Ateşkes. İki: Gel başkanlık et.
Bunlar asla kabul edilebilir şeyler değil.
Ateşkes konusu. Sen bir terör örgütün ve karşında bir devlet var. Sen kimsin ateşkes ilan ediyorsun. Veya hangi cürümle sen böyle bir tabiri kullanıyorsun? Bu ayrı mesele ama ben burada maksat üzüm yemek olduğu için ayrıntıya takılmamak gerektiğine inanarak şu başlık üzerinde durmak istiyorum.
“Silahları bırakacağız. Örgütü feshedeceğiz.” Şimdi bu önemli bir vurgulama.
Zaten devletimizin de istediği bir nokta. Meselenin getirilmesi gerektiği bir nokta. Neden? Çünkü “son terörist etkisi hale getirilene kadar” dediğimiz başlığımız var.
Bu mesele “son terörist etkisi hale getirilmiştir” diye kapatılamaz. Ucu açık bir süreç olur. Dolayısıyla bu işin zihinlerde, bu işin beyinlerde öldürülmesi lazım.
Bu olgunun tamamen bir daha canlanmayacak şekilde sonlanması lazım. Bunun yerine çıkıp birileri “Örgüt test olmuştur, PKK süreci bitmiştir” dediği an ve bunu da eyleme döktüğü an, silah teslim ederek. İşte o zaman o beyinlerde o süreci sonlandırır, öldürür. Devlet bunun peşinde. Bu dünyanın her yerinde böyle işler.
Kamboçya’da, Kolombiya’da bunlar böyle süreç aldı. Dolayısıyla devletin buradaki maksadı şu.
O aşamalardan biri öncelikle böyle bir bildirinin yayınlanmasıydı. O geçildi. İmralı’dan gelen bildiri süreci özetleyen ve işin de gireceği noktayı anlatan bir örnek.
Şimdi bu örnekte ne diyor? süreci özetledikten sonra yapılacakları sıralamış.
1. İvedilikle kongreyi topla.
2. Kararı al, örgütün fes olduğunu, lağvedildiğini kamuoyuyla paylaş.
3. Silahları bırak. Bak çok net yapılacaktı.
Bundan sonra süreç nasıl işledi sorusu önemli.
ABD ŞEYTANLIĞA BAŞLADI
PYD Kanadına bir açıklama geldi. Salih Müslüm, “Biz PKK’nın alacağı karara uyacağız” diyor. PKK’nın kararı açıklandı.
Irak’ta bir sıkıntı olacağına asla ihtimal vermiyorum. Zaten başka şanslar da yok. Suriye konusunda biraz belki sıkıntılı bir süreç bekliyor olabilir.
Çünkü orada Amerika yine şeytanlığa başladı ve SDG’yi sanki ayrı bir yapıymış, hiç bunlarla alakası yokmuş gibi bir noktaya getirmeye çalıştı ve çalışıyor. Şu an devam ediyor süreç. O nedenle biz “Mazlum Kobani” kod adlı Ferhat Abdi Şahin’den haddi aşan bir çıkış gördük.
Abdi Şahin’den Amerika ağzıyla bir konuşma gördük. O nedenle biz Beyaz Saray’daki Trump’ın danışmanından, “Canım bizi de sevindirdi bu gelişmeler. PKK-SDG’de ilişkisi hep bölünüyordu. Şimdi zaten lağv oldu. Bu ilişki de kalmadı. Dolayısıyla ikimiz aramızda hiç bir sorun bundan böyle olmayacak” gibi akılla alay eden bir çıkış görüyoruz.
Şimdi bunlara baktığın takdirde oyunun şöyle kurulacağını görüyorsun, Suriye’deki SDG’yi legalleştir, o yapıyı elden kurtar, o yapıyı Suriye’nin yeni hükümetine kabul ettirerek bir özerk bölge halinde Suriye’nin kuzeydoğusunda varlık kurmasını, ortamını sağla. Aynı zamanda bu yapının içindeki terör unsurlarını da yeni kurulacak Suriye Silahlı Kuvvetleri’nin bünyesine olduğu gibi dahil et ve ileride dokunabilecek bir iktidar Türkiye’ye geldiği takdirde de bütün oyunları yeniden başlat.
Mantığı böyle kurmuşlar. Dolayısıyla bu süreçte hiçbir eksik yok. Oyun buna kurulmuş.
Fakat Türkiye buna nasıl bakıyor? Türkiye, Sayın Ömer Çelik geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Hani tüm unsurları destekleyecek, o bildiride yer alan tüm unsurları destekleyecek açıklamalarda bulundu ve tamamını saydı. CDG, TKK, YPG… bunlar hep sayıldı.
Zira Başkan Erdoğan, dün yaptığı iftihar toplantısında bu konuyla ilgili de çok net bir tavır ortaya koydu. Yani demir yumruğumuzu tutuyoruz dedi. Öyle dedi.
Süreci uzatan, oyalayan, savsaklayan, işi başka yerlere çekmeye çalışan olursa demir yumruk hazır, ona göre.
Sayın Erdoğan’ın ifadesi bu. Buna Suriye’de dediğim gibi ayak diretirse, orada yapılacak da belli: Operasyonu.
Ama Suriye milli ordusu yapar. Güzü yetmediği yerde biz destekleriz. Ya da bize hiç ihtiyaç kalmadan onlar batıda olduğu gibi doğuda da temizliği devam eder.
Bu artık karşının tercihi. Bekliyor olacağız. Hem de çok uzun vadeli değil.
Kısa süreli bir bekleyici olacak. Ve neticede oluşacak tabloya göre de saha şeklinde inecek. Olay bu aslında.
Kaynak:Haber7
GÜNCEL
23 saat önceDÜNYA
23 saat önceGÜNCEL
23 saat önceGÜNCEL
24 saat önceEKONOMİ
4 gün önceSON DAKİKA
4 gün önceGÜNCEL
4 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.